Hakkımda

Fotoğrafım
Fotoğraf, müzik, gezi, yemek, hukuk = Rüya =)

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Isvec`ten notlar.



Sevgili arkadasim Lapplandin uyarisindan sonra Isvecteki Icki kulturunden bahsetmek farz oldu. =)

Isvecli insanlar Cuma, Cumartesi gunleri hayvan gibi iciyorlar. Hatta gecen gece disari ciktigim bir gun 4-5 sarhos gencin bir arabayi yerinden kaldirdigina, oraya buraya isedigine sahit oldum. :D



Simdi alkolle ilgili baska bir konulara geceyim. Buradaki insanlar ickiyi sadece tekelden alabiliyorlar. (yani devletin elinde olan bir kurulustan tam olarak ismini bilmiyorum.) Birde barlarda ya da lokantalarda icebiliyorlar. Ickiler yuksek vergiden dolayi pahali. Yani bu ulkede Turistseniz hayvan gibi icmek biraz zor. Lokantalar ya da barlar disariya icki cikartmiyorlar, yasak. Barlarda guzel kokteyller var. Ben daha San Francisco ve Cin Tonic icebildim J Smirnoff vodka´nin da kucuk sislenmis halleri var tam ismi: smirnoff ice. Tadi gayet guzel. Google da aratabilirsiniz :p Tuborg bira bolca bulunuyor ve tuketiliyor. Turkiye´de bulunmayan Kopparberg denilen guzel bir icki var mesela. Armutlu ve elmalisi var. Tadi bira vodka karisimi gibi. Google da aratabilirsiniz.




Ha mesela okuz gibi kebab yiyorlar ahahha. Domuz doneri filan:)hahaah. Yaninda da bira ya da chill out denilen bir beyaz sarap iciyorlar. Fazla yemek kulturleri yok. Istakozlari, karidesleri,yengecleri, deniz urunleri meshur .Taze taze bulunabilir. Bugun taze karidesli bir salata yedim 90 kron turk parasiyla 17 tl filan etmesi gerek. Gayet doyurucu buyuk buyuk kaselerde. Verilen paranin hakkini veriyor. Bir turke gore biraz pahali bir ulke. Mesela bizde bir gazoz en fazla 1.5 tldir tas catlasa, burada 20 kron yani 4 tl. Ama insanlarin da ona gore geliri var.
Soyleyebileceklerim simdilik bu kadar sonra gorusmek uzere. =) Takipte kalin..

Hej Dä! ( Hoscakal)



25 Temmuz 2009 Cumartesi

Isvec yolculugundan notlar.




Saatin kac oldugunu bilmiyorum. Ama muhtemelen 10.30 u gecmistir. Havalandik... Istanbulun her bir karisindan uzaklasarak. Hostes geldi simdi. Kulaklik ve menuyu getirdi. Sarki dinliyorum. Nazan oncel caliyor ucagin muzik listesinde. Nazan Oncel`den geceler. Camdan disari bakiyorum simdi. Masmavi, puruzsuz bir fon uzerinde ucagin motorunun kucuk bir kismi gozukuyor. Kulaklarimda basincin agir yuku biniyor. Yanimdaki adam bana ”iyi yolculuklar” diledi. Incelik =)

Su an Karadeniz semalarinda ilerliyoruz.Varna uzerinden ucacagiz birazdan. Deniz uzerinden gitmek pek eglenceli degil. Tarlalari gore gore gitmek, bilmedigin sehirlerin uzerinden gecmek daha zevkli gibi. Tarlalari gormeye basladik. Hepsi cetvelle cizilmis gibi muntazam gozukuyor buradan. Bazen trubulansa giriyor ucak ama gayet kucuk siddette. Ama genelde hava iyi. Kaptanimiz konusuyor simdi. 11.600 m yukseklikte oldugumuzu ve Bulgaristan, Romanya,Macaristan,Slovakya ve Polonya uzerinden Isvec, Goteborg Landvetter Havaalanina ulasacagimizi soyluyor. Goteborg`da havanin 16 derece oldugu bilgisini de bize veriyor. Istanbula gore soguk tabi Istanbul yaniyor 30 derece.


Simdi aglama duvari yuzlu hotesler geldi yemek servisi icin. Adami dovecek gibiler THY bu konuda cok eksik zaten.

Yemegi yedik. Yedik derken ben ve yanimdaki beyefendi =) Doktormus Isvecte, konusa konusa gittik sikilmadim hic. Isvec hakkinda bilgi verdi.

An itibariyle onumdeki monitorde bilgiler beliriyor. Su an disaridaki sicaklik -45 derece. Ve polonya uzerindeyiz. Az bir zaman kaldi inise.
Evvet.. Saat buradaki yerel saate gore 12.40, Turkiye`ye gore 13.40. Indik hava mukemmel bildigimiz ilkbahar tadinda. Ama usuyebilirim diye ince bisey giyiyorum ustume. Pasaport kontrolu yapilcak. 20 dakikalik bir bekleyisten sonar sira bana gelebildi. Yesil pasaport var tamam sorun yok derken. Kadin bana ne kadar kalacagimi, ne is yaptigimi filan soruyor.- Buradaki ( isvecteki) herkes ingilizceyi gayet iyi biliyor. – Donus biletimi soruyor. Fakat THY donus bileti vermiyor ki. Gidis-donus almistim fakat donus icin buradan islem yapacaktim. Evet bir sorunla karsi karsiyayiz. Kadin bu sartlarda alamam diyo. Ikna da olmuyor. Baya dil dokuyorum. Sonunda aklima e-bileti gostermek geliyor. Tamam is halloldu sonunda. Valizimi kaptigim gibi. Amcamin yanina gidiyorum. Onun burada bir lokantasi var. Kucuk bir goteborg turundan sonra Väjern denilen yerlesim yerine gidiyoruz. Isvec`te hersey kuralla isliyor. Emniyet kemerini takmamanin cezasi buyuk. Bisikletlerin bir gidis yolu var. Sayet gidis yolunu , donus olarak kullanirsan ceza yersin. Sigara icemezsin kapali alanlarda ( hos Turkiye de artik boyle) Herkes ama herkes sarisin. Acayip bi ozgurluk var. Gotnu acip dolas kimse napiyon sen demez. Burada polisin oyle bir degeri yok. Polise kufret, sana gulup gecer.

Diger gozlemlerimde mesela, her yer kaya ve yesillik. Sanki tanri buraya hususi bir dekorasyon yapmis. Mukemmel. . Insanlari sanilanin aksina acayip sicak. Mesela bir amcayla oturduk uzunn uzun sohbet ettik. 81 yasindaymis. Politikadan bahsetti bana. Cok bilgili insanlar. Turkiye`nin tarihini bizden daha iyi anlatacaklarina eminim. Lokantada rastladigim baska bir cift ise bana nereden geldigimi sordular. Bende daha bugun turkiyeden geldigimi soyleyince´yasli amca elimi siki siki tutup ”WELCOME” DEDI. O kadar ictendi ki =) Kimi gorseniz ”hey hey” der, yani merhaba. ingilizceye cok benzeyen bir dil. Baska bir gozlemim ise: bu insanlar acayip yemek yiyorlar. Ama yavas yiyorlar. Oyle acele yok. Ve hepsi cok saglikli ve zayif. Bunun sirri da spor yapmak burada herkes spor yapiyor. Ya yuruyor, ya bisiklete biniyor. Hep bir spor yapma halindeler. Baska soyleyebilecegim sey ise biraz fazla sigara ictikleri 10 dakikada bir bulunuklari kapali ortamin disina cikip sigara icmeleri. Turk gibi sigara icmek deyimi bence kalkmali J

Evet burada hava toplam 3-4 saat karanlik oluyor. O da alacakaranlik gibi. Su anlik yazacaklarim bu kadar. Daha sonra bol bol yazacagim yine =)

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Güzel filmlerden, güzel replikler...

Film izlemeyi seven biri olarak kenara köşeye beğenip, çiziktirdiğim bir kaç replik var onları aktarmak istiyorum.

Zaman en iyi yazardır. Her zaman mükemmel sonu yazar.

Hayal kurmayı sürdürmezseniz hayatın ne anlamı kalır.Hayatin boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir.. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi... Seni deli eder...(Matrix)

Bir topluluğu kontrol etmek, bireyi kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bir amacı vardır. Bireyin amacı ise her zaman için şaibelidir. ( Kafka)

Her zaman, gerçek bir "hiçkimse" olmaktansa, sahte bile olsa "biri" olmanın daha iyi olacağını düşünmüşümdür... ( Yetenekli Bay Ripley)

İftira karşısında gerçek, nefret karşısında sevgi, hakaret karşısında bağışlama ışıldar. (Günah)

Bazıları sahip oldukları şeyin değerini bilmez. ( Raydan Çıkanlar)

Bu dünyayı daha kötü bir yer yapmaya çalışanlar bir gün bile tatil yapmıyorlar, ben nasıl tatil yapabilirim ki ? (Ben efsaneyim)

Kaç hayat yaşıyoruz? Kaç defa ölüyoruz? Sadece 21 gram kaybettiğimizi söylüyorlar... Ölüm anında... Herkes. ( 21 Gram)

-Benden nefret mi ediyorsun?
-Seni düşünecek vaktim olsa inan senden nefret ederdim. (Casablanca)

Çok fazla beklersen bir şey elde edemezsin. (Milyon Dolarlık Bebek)

Sen benimdin, rüyanın görkemiyle doldum. Ben rüyada sultandım, Uyanınca hiç oldum. (Aşık Shakespeare)

Bana azıcık ilgi gösteren her kadına aşık olmak zorunda mıyım? (Eternal Sunshine .. )

Hepimizin, kendimizi hatırlamak için bir aynaya ihtiyacı var. Ben farklı değilim. (Akıl Defteri)

Cesur olmanın yeri ayrı, tedbirli olmanın yeri ayrıdır. Akıllı insan hangisinin yeri geldiğini anlayandır. (Ölü Ozanlar Derneği)

Parmak gökyüzünü gösterirken sadece aptallar parmağa bakar.. (Amelie)

Körler krallığında, tek gözlü adam kraldır. ( Doğmamış)

Renklerimin Anlattıkları

Mavi nedir? Severim onu. Özgürlük müdür acaba? Sana kocaman gelen bir denizde boğumak mı? Kim bilir, belki...

Sarı nedir?Hastalık mıdır? Hasta gibi...Yatağından hiç kalkamayacak bir hasta gibi...

Turuncu nedir?Uç olmak mıdır? Herşeye rağmen ''hayır'' diyebilmek midir? Kim bilir, belki...

Pembe nedir?Yalancı görünmek midir? Yalancı gibi, yeri gelince kendini bile kandırmak mıdır? Kim bilir belki de güzel pembe yalanlar arkasına saklanmaktır.

Mor nedir?Dinamik olmak mıdır? Ne çok koyu, ne çok açık... Belki çocuksu yanımızdır...

Kırmızı nedir?''Ben buyum'' mu demektir?... Yoksa Siyahla bir bütünlük sağlayan mükemmel bir kadın mıdır?

Siyah nedir?Yalnızlık mıdır? Yoksa annesini kaybetmiş küçük bir çocuğun matemi midir? Yoksa dipsiz bir kuyuya sürüklenen bir aşk mıdır?

Yeşil nedir?Hayat mıdır? Herşeye rağmen '' Evet bugünde gözlerimi mükemmel bir dünyaya açtım'' diyebilmek midir? Belki de yeşil ''güven''dir? Bağlılık... Belki de yeşil herşeydir?